İklim değişikliğinin yarattığı endişe, "eko-anksiyete" olarak adlandırılan yeni bir ruh sağlığı sorununu tetikliyor. Uzmanlar, özellikle gençler ve çocuklar arasında bu durumun giderek yaygınlaştığına dikkat çekiyor. İklim krizinin psikolojik etkileri, uzun vadede ciddi sorunlara yol açabilir.
Eko-Anksiyete Nedir ve Neden Artıyor?
Uzm. Klinik Psikolog İlayda Kutevu, eko-anksiyetenin iklim kriziyle ilgili sürekli endişe ve korku hali olduğunu belirtiyor. Bu durumun artmasında, iklim değişikliğinin yarattığı somut tehditlerin yanı sıra, medyanın ve sosyal platformların etkisi de büyük. Gençler ve çocuklar, iklim felaketlerine dair haberlere maruz kaldıkça, geleceğe dair umutsuzluğa kapılabiliyorlar.
Eko-anksiyetenin belirtileri kişiden kişiye değişebilir, ancak en sık görülenler şunlardır:
- Sürekli endişe ve gerginlik
- Uyku bozuklukları
- Dikkat dağınıklığı
- İçe kapanma
- Öğrenme güçlüğü
Eko-Anksiyete ile Nasıl Başa Çıkılır?
Eko-anksiyete ile başa çıkmak için bireysel ve toplumsal düzeyde adımlar atmak gerekiyor. İşte bazı öneriler:
- Bilinçlenin: İklim değişikliği hakkında doğru ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinin.
- Harekete geçin: Çevre dostu alışkanlıklar edinin ve iklim aktivizmine katılın.
- Duygularınızı paylaşın: Ailenizle, arkadaşlarınızla veya bir terapistle konuşarak endişelerinizi dile getirin.
- Umutlu kalın: İklim değişikliğiyle mücadelede başarı hikayelerine odaklanın ve geleceğe dair umudunuzu koruyun.
Unutmayın, yalnız değilsiniz. Birçok insan iklim kriziyle ilgili endişe duyuyor. Birlikte hareket ederek, hem kendi ruh sağlığımızı koruyabilir, hem de daha sürdürülebilir bir gelecek için çalışabiliriz.
Eko-anksiyetenin uzun vadede dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü, içe kapanma ve uyku bozuklukları gibi sorunlara zemin hazırlayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, erken teşhis ve müdahale büyük önem taşır. Eğer siz veya çocuğunuzda eko-anksiyete belirtileri görüyorsanız, bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin.